• Okan Yılmaz
    Okan Yılmaz

    okanyilmazzzz@gmail.com

    23 Mar 2015 18:23 2900 Okunma

Dünkü maç zirve yarışı adına sezonun en önemli maçlarından biriydi. Beşiktaş maça doğru stratejiyle başladı. Orta sahada kısa paslarla hem rakibin direncini kırmak, hem hücuma çıkmak mümkündü ve bunu da başarıyla uyguladık. Bu oyun anlayışında beklenileceği üzere Sosa, Tolgay ve Atiba yüzdeli pas tercihleriyle dikkat çeken futbolcularımızdı. Sistem olarak da Club Brugge hezimetinde kadroyu ve oyun sistemini değiştiren Bilic, yaptığı bu büyük hatadan ders alarak yeniden alıştığımız Beşiktaş sistemiyle sahaya çıktı. Buraya kadar her şey tamam ama bu mantıklı ve başarılı pas stratejisini 3. bölgede gösterememek, gösterdiğimizde de bu fırsatları cömertçe harcamak inancımızı yitirmemize yol açtı.

Öncelikle şunu söylememiz gerek: Dünkü maçın kaybedilmesinin en büyük sorumlusu 7 derbide 0 çeken Bilic. Nedenlerine gelelim:

1- Bilic´in en başından Kadıköy´e beraberlik için çıkması.

2- Rakibin Kadıköy´deki maçlarda ve özellikle derbilerde en önemli oyuncularından olan Gökhan Gönül henüz maça çıkamadan sakatlanmış. Bölgesi için alternatifsiz biri olan Gökhan´ın sakatlığının zamanı da bu kadar manidarken Bilic´in o bölgeyi aktif kullanmamızı sağlayacak hamleler yapamaması.

3- Bilic´in Beşiktaş adına en fazla iş yapan oyunculardan Emenike´nin futbol tarihimizde ender rastlayacağımız olaylardan birini gerçekleştirirken ve dolayısıyla Fenerbahçe´nin hücum anlamında yapacak pek bir şeyi kalmıyorken bile bu kadar pasif, korkak davranıp hücuma yönelik hamleler yapmaması.

4- Fenerbahçe´nin kale arkası tribünlerinin zaten kapalı olması, olan taraftarların da takıma destekten çok köstek olması. Yani Kadıköy´de taraftarın da bizim için çalışmasına rağmen cesurca hücum edememek.

5- Rakip takımda 2 hafta önceki Fenerbahçe-Galatasaray derbisinin kahramanı Kuyt´un da sakatlanması. Bu sakatlıkla Fenerbahçe´nin hücum anlamında fazla gücü kalmıyorken Bilic´in 0-0´a razı oluşu.

Dünkü tablonun Bilic´ten sonra en büyük sorumlusu ise kuşkusuz Fırat Aydınus´tu.

1- Emre´nin Bilic´e ettiği ağız dolusu küfrü duymaması(!)

2- Emenike´nin formasını çıkarıp dışarı gittiğini görmemesi(!)

3- Bu iki kritik ve açık hatanın yanında takdir haklarını yanlış kullanması ve bu hatalarda kartlarını evde unutmuşçasına sakin kalması.

Velhasılı kelam konuşacak pek bir şey kalmıyor artık. Kadıköy´deki bir derbiden daha hüzünlü ayrıldık, üstelik belki son zamanların en önemli Kadıköy derbisinden. Bir daha Fenerbahçe´yi Kadıköy´de bu kadar güçsüz ve bu kadar gergin bulabilir miyiz? Bu sorunun cevabını bilmiyorum ama bulabilsek bile başımızda Bilic olduğu sürece kazanabileceğimizi düşünmüyorum. Başımızda Bilic, futbolumuzda da bu hakemler olduğu sürece biz hep şerefli ikinciliklerle, şerefli mağlubiyetlerle anacağız maziyi. Tarihe geçen 17 Nisan 2005'teki 4-3'lük efsane derbiden itibaren Kadıköy´de kazanamadığımızı düşünürsek bizde de birkaç seneye kalmaz Galatasaray gibi Kadıköy fobisi oluşacağını tahmin etmek içten bile değil. Artık Bilic´in başını iki elinin arasına alıp düşünmesi gerek!

YORUMLAR